Archive for Ekim, 2008
BULGURLU KARALAHANA DOLMASI VE KARALAHANA ÇORBASI
Posted by: admin
Ekim 21st, 2008 >> ÇORBALAR, ZEYTİNYAĞLILAR
Sevgili eşim köy pazarlarını herşey doğal olduğu için çok sever ara sıra yakın civarlardaki köylere gidip sebze ve meyva alır bir de hiç az alma huyu yoktur aldığı şeyleride bol bol alır.bende ziyan olmasın diye aynı sebzenin bir hafta boyunca çeşitlemelerini yaparım.Bu hafta da yine bir sürü sebze meyva almış içlerinde kara lahanada vardı bende annemin, karadenizli komşularımızdan öğrenip yaptığı karalahana çorbasını yapalım diye anneme götürdüm. Karadenizliler içine içyağıda koyarak yapıyorlar bu çorbayı aslıda böyle zaten ama bizim evde hiç içyağ yenmez o yüzden annemin yaptığı çorba bize çok daha leziz gelir. annem kara lahana çorbasını yaptı ama hala kara lahanalar duruyordu hemen aklımıza dolma yapmak geldi değişiklik olsun diye rahmetli babaannemin arasıra yaptığı bulgurlu dolmadan yapmaya karar verdik. O gün hep karalahanalı yemekler yedik ama iyide oldu
hepsi çok lezzetli olmuştu hiç kimse şikayet etmedi.
KARALAHANA ÇORBASI
Malzemeler;
1 kg karalahana
8 bardak su
1,5 su bardağı haşlanmış kuru fasulye
2 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı zeytinyağ
2 adet kuru soğan
1 kase mısırunu
1 kase pirinç
pulbiber
tuz
Hazırlanışı;
1-Bir tencereye suyu koyup kaynatalım. Karalahanaları yıkayıp ince ince kıyalım, soğanları yemeklik doğrayalım.Su kaynayınca lahanaları fasulyeyi ve soğanı tencereye aktaralım.
2-Lahanalar hafif yumuşamaya başlayınca ayıklayıp yıkadığımız pirinci tereyağını zeytin yağı tuzu ve kırmızı biberi ilave edip pirinçler uzyana kadar kaynatalım.
3-Mısır ununu bir kasede su ile eritelim,tencereye aktarıp 5 dakika daha kaynatıp ateşten alalım.
BULGURLU KARALAHANA DOLMASI
Malzemeler ;
2 su bardağı pilavlık bulgur
1 su bardağı su
2 adet soğan
1 çay bardağı zeytinyağ
2 çorba kaşığı salça
1 demet maydonoz
1 yemek kaşığı kuru nane
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı pulbiber
1 tatlı kaşığı tuz
üzeri için ;
sarımsaklı yoğurt
1 yemek kaşığı tereyağ
1 tatlı kaşığı pulbiber
hazırlanışı
1-Karalahanaları temizleyip kaynar suyun içinde 2-3 dakika bekletip bir tabağa çıkartalım.
2-Bulgurları ayıklayıp yıkayalım.Soğanları yemeklik doğrayalım, bir tencereye yağı koyup soğanları kavuralım üzerine salçayı ekleyip kavurmaya devam edelim bulgurumuzu da ilave edip iyece karıştıralım. baharatları ve suyu ilave edip bulgur suyunu çekene kadar pişirelim en son maydonozo ilave edip iyice karıştırıp ocağın altını kapatalım.
3-Karalahanaların ortalarındaki kalın damarlı kısımlarını çkartıp bir tabağa yayalım üzerine hazırlamış olduğumuz içten koyup saralım bu şekilde bütün malzeme bitene kadar saralım. Dolmaları bir tencereye dizip üzerini örtecek kadar su ve 1-2 yemek kaşığı zeytinyağ ilave edip kısık ateşte dolmalar suyunu çekene kadar pişirelim.
4-Soğuduktan sonra servis tabağına alıp arzuya göre üzerine sarımsaklı yoğurt ve tereyağında erittiğimiz pul biberi döküp afiyetle yiyelim.
Bebek mevlitünde misafirlerimize bizden hatıra olarak değişik bir şeyler vermek istedik. Ailenin en üretken kızı olan ablam ki bu siteyi kurmakta onun fikri olup beni de sürükledi peşinden, düşündü taşındı sonunda herkesin çok beğendiği hatta bizim yaptığımızı duyduklarında inanmakta zorlandıkları bu patikleri yapma fikrini ortaya koydu. Önce hadi canım olurmu diyen ben annemin kabiliyetli ellerinde bitmiş halini görünce hayran oldum. Ablam internetten patiği buldu. Uzun uğraşlar sonucu annem modeli küçültüp uyguladı. Bebek doğmadan üçümüz kimseye göstermeden gizli gizli oturup ördük. Hatta kazayla gören bir arkadaşa bebeğe patik örüyoruz dedik. Çok küçük olmuş diyince yaa öylemi diyip geçiştirerek komik hallere düştük. Bir ara ablamla çaktırmadan yarış moduna girdiysekte bu yarışta bayrağı tabii ki annem aldı bende sonuncu oldum doğal olarak. Örme işlemi bitince Eminönü’nden gerekli malzemeleri alıp süsleme faslını da bitirince işte ortaya mis gibi lavanta kokulu , cıvıl cıvıl, şirin mi şirin bu patikler ortaya çıktı. Aslında takdiri sizlere bırakmak doğru olandır ama ne yapayım mütevazi olunamayacak kadar muazzam şeyler ortaya çıkardık.
Sepeti de annem yaptı. Yataştan aldığımız battaniyenin oyuncağını koyduk. Yine Eminönü’nden alınma kurdele ve tül ile sepet yeni bir görünüm aldı. Hastanede de bu sepete bebek çikolatalarımızı koymuştuk. Şu anda içine kızımın kozmetik eşyalarını koyuyorum. Oldukça işe yaradı yani….
Dün oğlumla babytv de bebek şefi seyrederken hadi bizde kurabiye yapalım diyerek mutfağın yolunu tuttuk başladık malzemeleri çıkarmaya tabi bizimki çok sabırsız hemen taburesini alıp mutfak tezgahının üzerinde ki tüm malzemeleri merakla karıştırıyor bana fırsat vermiyor bu arada mutfağı görmeniz lazım hatta bir ara vazgeçmeyi bile düşündüm sonra amacımın onunla birlikte yapmak olduğunu hatırlayıp sabır göstermeye devam ettim iyide oldu sonunda hem çok güzel kurabiyelerimiz oldu hem de oğlum çok mutlu oldu. her ikram ettiğimiz kurabiyeleri çok beğendi ben de öğünerek oğlumun eli değdi o yüzden çok tatlılar dedim.
malzemeler:
250 gram margarin(oda sıcaklığında)
1 çay bardağı sıvı yağ
1 yumurta akı
1 su bardağı pudra şekeri
1 çay bardağı hindistan cevizi
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
5 su bardağı un
üzeri için
1 yumurta akı
1 çay bardağı dövülmüş ceviz
hazırlanışı:
1-margarin mutlaka oda sıcaklığında olmalı aksi taktirde hamuru güzel toparlayamayız.
bütün malzemeleri bir kabın içinde hamur toparlanana kadar yoğuralım hamur kulak memesi kıvamına gelecektir.
2-hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlayalım. Kurabiyeleri önce yumurta akına sonra cevize bulayıp yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye dizelim.
3-fırınımızı önceden 180 derecede ısıtalım(bu çok önemli fırın soğuk olursa kurabiyeler yayılır) tepsiyi fırına atıp 20-25 dk.pişirelim
derin dondurucuya fasulye nasıl konulur?
Artık kışın da bütün yaz sebzelerini manavlarda marketlerde bulmamıza rağmen sağlık açısından zamanında tüketmek çok daha yararlı özellikle sebzenin ve meyvanın en bol ve ucuz olduğu zamanda evlerimizde bulunan derin donduruculara meyva ve sebzeleri şok haşlama yaparak koyarsak sağlık açısından hiç birşey kaybetmeden gönül rahatlığı
ile bu koyduklarımızı kış aylarında tüketebiliriz. Hem de acil durumlarda elimizin altında sebzelerimiz kurtarıcı gibi yetişir. Gelelim yapımına…
Fasulyeleri temizleyip istediğimiz gibi doğrayıp yıkayalım. Ben hem boyutlarına göre 2′ye yada 3′e böldüm, hem de diblelik yani 1′er cm. kalınlığında kestim.
Büyükçe bir tencereye su koyup kaynatalım. İçine 1 tatlı kaşığı tuz atalım. Su kaynayınca tel süzgeçe fasulyelerden koyup 2 dk.bekletelim.
2 dakika sonunda süzgeçi tencereden alıp hemen soğuk suyun altına tutalım.
mutfak tezgahının ya da masanın üzerine sofra bezi serip soğuk sudan geçirdiğimiz fasulyeleri üzerine yayıp soğutalım.
soğuduktan sonra buzdolabı poşetlerine istediğimiz miktarda doldurarak derindondurucumuza yerleştirelim.
Bizim ailenin gurmesi ve usta aşçısıdır Erol dayım. Kendisi bu konuda tam bir kabiliyet. İşte Sadrazam kahvesi de onun bize öğrettiklerinden. Bu kahveyi yapmayı sadece bir kere denemeniz yeterli. İnanın ondan sonra başka türlü kahve içemez olacaksınız. Sadrazam kahvesini yapmak için elektrikli ocağınızın olması şart. Ocağımı yıllardır kullanıyorum ve her seferinde niye böyle bir gözü elektrikli olanlardan almışım diye hayıflanır dururdum, ta ki dayım bize bu kahveyi yapmasını öğretene kadar. Kahvenizi nasıl istersiniz diye sorduğumda bir kişi de farklı isteyecek diye ödüm kopardı. Zaten çoğu zaman bu soruyu herkes orta ister herhalde diyerek insanlara pek seçme şansı tanımadan tek seferde işi hallederdim. Neyse ki bu kahveden sonra artık insanlara rahatlıkla tercihlerini söyleme fırsatı verir oldum.
YAPILIŞI
- Önce her bir fincana soğuk su koyun.
- İsteğe göre şekerleri de ilave ettikten sonra fincanlara kahveleri de koyun.
- Elektrikli ocağı 4-5’e getirin. Fincanları ocağın üzerine dizin. Kulpları dışa gelecek şekilde koyarsanız almakta zorlanmazsınız.
- Kahve dayımın tabiriyle göbek atınca ocaktan alın.
- Her bir fincanı ocağa koyarken biraz beklerseniz hepsi aynı anda fokurdamamış olur.
